STATİK BOYA


Elektrostatik toz boyama işlemi petrol kaynaklı uçucu madde içermediği için çevre dostu bir işlem olup, işlem sonucunda diğer boyama yöntemlerine göre çok daha parlak ve dayanıklı bir boyama yöntemi olduğu görülür.
Dayanıklı, parlak, kaliteli ve ekonomik olmasının yanı sıra çevre dostu olması statik boyayı seçilebilir kılan en önemli sebeplerden birisidir.
Elektrostatik toz boya 1960'lı yıllarda ekolojik duyarlılığın ortaya çıkışıyla kendini göstermiştir. 1950'lerde toz halindeki polietilenin akışkan bir yatak içinde önceden ısıtılmış metal yüzeye uygulanması ile başladı.
1950'lerin sonlarında bir firmanın yaptığı çalışmalar sonucu ilk termoset toz boyalar ortaya çıktı.
Bu şirketin asıl amacı kendi yeraltı petrol ve doğal gaz boru hatlarında kullandığı boruları koruyucu ve dayanıklı organik boyalarla boyamaktı.

1964 yılında ilk epoksi toz boyalar Avrupa pazarında satışa çıktı.
Aynı dönem içinde elektrostatik toz boya uygulama sistemi Fransa'da geliştirilerek piyasaya çıkarıldı. Epoksi toz boya sistemlerinin özellikler morötesi (UV) ışımaya duyarlılığı, 1970 yılında ilk polyester esaslı toz boyaların ortaya çıkmasına neden oldu.
1971 yılında ise kaydedilen büyük bir gelişmeyle ilk epoksi- polyester toz boya geliştirildi.

Toz boyaların hepsi aynı gibi algılanır. Kimyası farklı olan bu boyalar dört grupta incelenir;

1) Epoksiler


Epoksi toz boyalar üstün seviyede mekanik ve kimyasal korozyona dayanıklıdırlar. Korozyona karşı bu dayanıklıkları düşük kürlenme sıcaklıklarında örneğin 130°C metal sıcaklığında 15 dakikadır.

Dezavantajları ise epoksilerin UV (morötesi) ışımaya karşı aşırı dirençsiz olmasıdır. Bu sebeple epoksi boyalar, aşırı uç ortamlarda kullanılan kaporta altı parçalariçin kullanılmaktadır. (örn: metal blokları)

2) Epoksi-Polyesterler


Epoksi polyesterler, epoksilere göre ucuz bir alternatiftir. Korozyon dayanımı epoksi kadar iyi olmamakla birlikte diğer özellikleri benzerdir. Epoksi polyesteler düzgün yüzeyli filmler oluşturabilirler ve sıcaklıkla astar olarak kullanılırlar. Ancak epoksi polyesterlerin de zayıf UV dayanımına sahip olması nedeniyle sonkatın tamamıyla opak olmasına dikkat edilmelidir.

3) Polyesterler


Polyester toz boya çok iyi UV dayanımlarından dolayı dış trim uygulamaları için birinci tercihtir. Önceleri çok iyi dış ortam dayanımı akrilik boyaların tekelinde oluşmuştu fakat polyester teknolojisindeki gelişmeler, polyesterlerin en azından beş yıl Floride testine dayanabilmesini sağlamıştır.

Değişik polimerleri karıştırarak toz boya üreticileri, ihtiyaçları ve mâliyet gereksinimlerine göre bir buçuk yıl epoksiler kadar olmasa da iyi korozyon dayanımı sağlar. Polyesterler genellikle 160°C-200°C sıcaklık aralığında kürlendirilir.
Polyesterlerin tipik uygulanma alanları arasında kapı ve pencere çerçeveleri ile alaşım jantlar sayılabilir.

4) Akrilikler


Akrilik boyalar, fiziksel formları ne olursa olsun, kaporta son kat boyası olarak otomobil tasarımcısının tercihidir. Bu nokta toz boyalarda diğer boya teknolojilerinde olduğundan farklı değildir.
Akrilikler düşük kürlenme sıcaklıklarında mükemmel UV, kimyasal dayanım ve yüzey düzgünlüğü sağlar ancak mekanik dayanım polyester sistemlere göre daha yetersizdir. Akrilik sistemler, günümüzde lüks araçların
kaportalarında ticari uygulamadadır. Belirtilmelidir ki; akrilik teknolojisi akrilik-polyester ikizleri de denen sistemleri de içeren çok geniş bir formülasyon teknolojileri yelpazesini kapsar. Bu ikiz sistem sayesinde
polyesterin mekanik dayanımı ile akrilik dış ortam dayanımı arasında orta yol sağlanır.